]
Aramak İstediğiniz Kelimeler

 
SAMET AY
sayfalarım  
  Ana Sayfa
  İmalat Mühendisliği
  Ekonomi Haberleri
  Ziyaretci Defteri
  Canlı Maç Sonuçları
  Şans Oyunları
  Oyun-Eğlence
  İstatistik Ödevi
Ekonomi Haberleri

"Ekonomi bu yıl yüzde 1.8 büyüyecek"
www.cnnturk.com 16 Mayıs, 2008 13:07:00 (TSİ) tarih 22.05.2008, 11:11 (UTC)
 Birleşmiş Milletler (BM), ''dünya ekonomisinin ciddi bir sıkıntılı dönemin eşiğinde sallandığını ve bu yıl sadece yüzde 1.8 büyüyeceğini'' açıkladı.

BM'nin, 2008 yılı ortası ekonomik tahminlerine ilişkin raporunda, 2007 yılında yüzde 3.8 olan küresel büyümenin, ekonomik sıkıntının süreceği 2009 yılında yüzde 2.1 olacağı belirtildi.

BM'nin "Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler 2008" adlı raporunda, ilk çeyrekte ABD'de konut ile mali sektörlerdeki daha fazla kötüleşmenin yarattığı ekonomik sıkıntının 2009 yılında da sürmesinin beklendiği vurgulandı.

Gelişmekte olan ülkelerin bu ekonomik sıkıntıdan çok kötü zarar görmeyeceğine dikkat çekilen raporda, geçen yıl yüzde 7.3 büyüyen bu ülkelerin, bu yıl yüzde 5 ve gelecek yıl yüzde 4.8 büyüyeceği ifade edildi.

"2008'de dünyanın ekonomik büyümesinin hızının yüzde 1.8 olacağının tahmin edildiği" bildirilen raporda, büyümeye ilişkin nihai rakamın büyük oranda ABD'deki gelişmelere bağlı olduğuna işaret edildi.

Raporda, ABD'de yüksek riskli mortgage krizinin gelişmekte olan ülkeler üzerinde çok ciddi etkisi olması halinde küresel büyümenin bu yıl yüzde 0.8'e kadar düşebileceğine dikkat çekildi.

Raporda, ABD hükümetinin, ekonomiyi canlandırmak için aldığı parasal ve mali önlemlerin tüketim harcamalarını desteklemesi ve bankacılık sektörü ve iş dünyasında güveni sağlaması halinde dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 2.8 ve gelecek yıl yüzde 2.9 büyüyeceği öngörüldü.

ABD ve diğer gelişmiş ekonomiler

BM Ekonomik ve Sosyal İlişkiler Bölümü'nün hazırladığı raporda, geçen yıl yüzde 2.2 büyüyen ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 0.2 küçüleceği ve 2009 yılında ise yüzde 0.2 büyüyeceği tahmin edildi.

Sorunun bu küçülmenin derinliğinin ve ne kadar süreceği olduğu ifade edilen raporda, "Konut sektöründeki durgunluğun devam etmesi ve kredi krizinin derinleşmesi gibi bir dizi gösterge durgunluğa işaret ediyor" denildi.

Raporda, konut sektöründeki durgunluğun 2009 yılına kadar çözüme kavuşmasının beklenmediği de vurgulandı.

BM, Japonya'nın geçen yıl yüzde 2.1 olan ekonomik büyümesinin bu yıl yüzde 0.8, geçen yıl yüzde 2.6 olan Batı Avrupa'nın ekonomik büyümesinin de bu yıl yüzde 1.1 olacağını tahmin etti.

Enflasyon ve dünya ticareti

Bu yıl küresel ekonomik büyümedeki yavaşlamaya rağmen, küresel enflasyonun bu yıl yüzde 3.7 olmasının beklendiği de ifade edildi.

Raporda, son zamanlarda emtia fiyatlarındaki hızlı yükseliş ve petrol fiyatlarındaki yükselişin sürmesinin yanı sıra yüksek ücretlerin enflasyonu destekleyen temel faktörler olduğu belirtildi.

ABD'nin mal ithalatı talebinin düşmesi nedeniyle geçen yıl yüzde 7.2 olan dünya ticaret büyümesinin, bu yıl başında yüzde 4.7'ye düştüğü kaydedildi.

Raporda, dünya ekonomisinde ağırlığı olan Japonya, Almanya, İsviçre, Hollanda, Norveç ve Kanada ile gelişmiş ülkelerin yanı sıra Doğu Asya'da gelişmekte olan ülkelerin ve petrol ihracatçısı ülkelerin daha dengeli ve sürdürülebilir ekonomik büyüme mühendisliğinde belirleyici rolü olduğu ifade edildi.

Raporda, bu ülkelerin büyük miktardaki parasal rezervlerini altyapının, sosyal hizmetlerin düzeltilmesinde ve kendi ekonomilerini daha fazla değiştirmede kullanılması çağrısında bulunuldu.

BM Ekonomistleri, ABD'de konut fiyatlarının aniden düşmesiyle önemli piyasa ekonomilerinde başlayan kredi krizinin derinleşmesinin, ABD dolarının değerinin düşmesinin, kalıcı küresel dengesizliğin ve petrol ile emtia fiyatlarının artmasının, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ekonomik büyüme için önemli riskler oluşturduğunu vurguladı.
 

Borsa % 0.24 değer kazandı, dolar 1.24 YTL
www.cnnturk.com 15 Mayıs, 2008 17:05:35 (TSİ) tarih 22.05.2008, 11:10 (UTC)
 İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) işlem gören hisse senetleri, günlük bazda ortalama yüzde 0.24 değer kazandı.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal-100 Endeksi, ikinci seansta birinci seansa göre 264,21 puan artarak 42.624,17 puandan kapandı. İkinci seansta, hisse senetleri ortalama yüzde 0,62 değer kazandı.

Endeks ikinci seansa, 40,85 puan artarak 42.400,81 puandan başladı. Seansın ilk yarısını 42.584,74 puandan geçen endeks, seans içinde en düşük olarak 42.224,26 puana gerilerken, en yüksek olarak 42.692,39 puana çıktı.

Birinci seanstaki 162,78 puanlık düşüş dikkate alındığında, endeks günlük bazda 101,43 puan yükseldi. Hisse senetlerinin günlük ortalama değer artışı yüzde 0,24 oldu.

İkinci seans kapanışında, mali endeks 391,59 puan artarak 58.576,16 puana, sanayi endeksi 316,85 puan artarak 38.057,58 puana ve hizmetler endeksi 38,04 puan artarak 28.627,72 puana yükseldi.

Böylece ilk seansa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 0,67 oranında, sanayi grubu hisseler ortalama yüzde 0,84 oranında ve hizmetler grubu hisseler ortalama yüzde 0,13 oranında değer kazandı.

İkinci seansta işlem gören toplam 330 hisse senedinden 116'sı değer kazandı, 132'si değer yitirdi, 82 hisse senedinin fiyatında değişiklik olmadı.

İkinci seansta, 970 milyon 13 bin 956 YTL'lik işlem hacmi kaydedildi. Günlük işlem hacmi, 2 milyar 41 milyon 173 bin 680 YTL olarak hesaplandı.

İkinci seansta, Türk Telekom, Turkcell, İş Bankası (C), Garanti Bankası ve Yapı ve Kredi Bankası en çok işlem gören hisseler oldu.

Kapalıçarşı'da döviz

İstanbul serbest piyasada kapanış saatlerinde doların satış fiyatı 1.2460 YTL, euro'nun satış fiyatı 1.9300 YTL oldu.

Piyasanın kapanışı itibarıyla Kapalıçarşı'da 1.2430 YTL'den alınan dolar 1.2460 YTL'den satılıyor. 1.9270 YTL'den alınan euro'nun satış fiyatı ise 1.9300 YTL düzeyinde bulunuyor.

Serbest piyasada dün kapanışta 1.2540 YTL olan dolar güne 1.2550 YTL'den, 1.9350 YTL olan euro 1.9380 YTL'den başlamıştı.

İMKB'de birinci seansın seyri...

Endeks, dünkü ikinci seans kapanışına göre 162.28 puan düşerek günün ilk yarısını 42.359,96 puandan tamamladı. Birinci seansta, hisse senetlerinin ortalama değer kaybı yüzde 0,38 oldu.

Dün 42.522,74 puandan kapanan İMKB Ulusal 100 Endeksi, ilk seansa 33,75 puan artarak 42.556,49 puandan başladı.

İlk yarıyı 42.271,02 puandan geçen endeks, en düşük 42.089,05 puana kadar gerilerken, en yüksek olarak 42.556,49 puanı gördü.

Seans sonunda mali endeks 430,44 puan düşerek 58.184,57 puana, sanayi endeksi 77,69 puan düşerek 37.740,73 puana inerken, hizmetler endeksi 98,35 puan artarak 28.589,68 puana yükseldi.

Böylece, önceki kapanışa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 0,73, sanayi grubu hisseler ortalama yüzde 0,21 oranında değer yitirirken, hizmetler grubu hisseler ortalama yüzde 0,35 oranında değer kazandı.

Birinci seansta işlem gören toplam 318 hisse senedinden 85'i değer kazandı, 153'ü değer kaybetti, 78 hissenin fiyatında ise değişiklik olmadı.

Türk Telekom ve Euro Trend Y.O hisseleri borsada bugün ilk kez işlem gördü.

Birinci seansta 1 milyar 71 milyon 159 bin 724 YTL'lik işlem hacmi oluştu. Bu miktarın yaklaşık 661,9 milyon YTL'si Türk Telekom hisselerinin alım satımından kaynaklandı.

En çok işlem gören hisse senetleri Türk Telekom, Turkcell, Garanti Bankası, İş Bankası (C) ve Yapı ve Kredi Bankası oldu.
 

İşsizlikte artış devam ediyor
www.cnnturk.com 15 Mayıs, 2008 10:17:00 (TSİ) tarih 22.05.2008, 11:07 (UTC)
 İşsizlik sorununda istatistikler artış gösteriyor. İşsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 0.2 puan arttı, yüzde 11.6 seviyesine yükseldi. İşsiz sayısı son bir yılda 55 bin kişi arttı.

Geçen yılın aynı döneminde işsizlik oranı yüzde 11.4 düzeyinde bulunuyordu.

Şubat ayında işgücüne katılım oranı ise yüzde 45.9 olarak hesaplandı. İşsizlik oranı kentlerde yüzde 13.4, kırsal kesimde yüzde 8.5 olarak belirlendi.

Türkiye'deki işsiz sayısı, Şubat 2008 döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre 55 bin kişi artarak 2 milyon 642 bin kişi olarak belirlendi. Bu rakam nüfusun yüzde 11.6'sına denk geliyor.

Bu dönemde istihdam edilenlerin sayısı ise 2007 yılının aynı dönemine kıyasla 104 bin kişi artarak 20 milyon 162 bin kişiye çıktı.

İşgücü anketine göre, şubat döneminde Türkiye'de kurumsal olmayan sivil nüfus, geçen yılın aynı dönemine göre 764 bin kişi artarak 69 milyon 372 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus da 737 bin kişi artarak 49 milyon 672 bin kişiye çıktı.

Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 252 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 355 bin kişi arttı. Söz konusu dönemde, istihdam edilenlerin yüzde 23.6'sı tarım, yüzde 21.3'ü sanayi, yüzde 5.1'i inşaat, yüzde 50.1'i ise hizmetler sektöründe bulunuyor.

İşsizlik oranı kentte arttı kırsalda azaldı

Türkiye genelinde işsiz sayısı, şubat döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 55 bin kişi artarak 2 milyon 642 bin kişiye çıktı. İşsizlik oranı ise 2007'nin aynı dönemine göre 0.2 puan arttı ve yüzde 11.6 seviyesinde gerçekleşti.

Kentsel yerlerde işsizlik oranı 0.4 puanlık artışla yüzde 13.4, kırsal yerlerde ise 0.3 puan azalışla yüzde 8.5 oldu.

Şubat 2008 döneminde genç nüfusta işsizlik oranı ise yüzde 21.2 olarak hesaplandı. Bu oran 2007 yılının aynı dönemde yüzde 21.7 idi.

Türkiye'de tarım dışı işsizlik oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre değişmeyerek yüzde 14.2 oldu. Bu dönemdeki işsizlerin 74.8'i erkek nüfustan oluşurken, işsizlerin yüzde 59.7'si lise altı eğitimli durumda bulunuyor.

Bunların yüzde 25.7'si bir yıl ve daha uzun süredir iş ararken, işsizlerin yüzde 84.8'si daha önce bir işte çalışmış durumda. Bu dönemde istihdam edilenlerin yüzde 74.9'u erkek nüfustan oluşurken, bunların yüzde 60'ı lise altı eğitimli durumda.

İstihdam edilenlerin yüzde 60.3'ü ücretli, maaşlı ve yevmiyeli, yüzde 28'i kendi hesabına ve işveren, yüzde 11.7'si ücretsiz aile işçisi konumunda.

TÜİK'e göre, kayıtdışı istihdam edilenlerin oranı, Şubat 2008 döneminde, 2007 yılının aynı dönemine göre 3.1 puanlık azalışla yüzde 42.5 olarak gerçekleşti.

Bu dönemde, 2007'nin aynı dönemine göre tarım sektöründeki kayıtdışılık yüzde 87.4'den yüzde 85.7'ye, tarım dışı sektörde de yüzde 31.7'den yüzde 29.2'ye geriledi.

İş gücüne katılım geriledi

Şubat 2008 döneminde iş gücüne katılım oranı ise geçen yılın aynı dönemine göre 0.4 puanlık azalma ile yüzde 45.9 oldu.

İş gücüne katılma oranı erkeklerde değişmeyerek yüzde 69.6, kadınlarda ise 0.6 puanlık azalma ile yüzde 22.8 olarak ölçüldü.

Kentsel yerlerde iş gücüne katılma oranı 0.3 puanlık azalmayla yüzde 44.5, kırsal yerlerde ise 0.5 puanlık azalışla yüzde 48.4 oldu.

Toplam iş gücünün yüzde 17.6'sı 15-24 yaş grubundakiler oluştururken, lise altı eğitimlilerde iş gücüne katılma oranı yüzde 44.2, yükseköğretim mezunlarında bu oran yüzde 78.3 olarak hesaplandı. Lise altı eğitimlilerde erkeklerin iş gücüne katılma oranı yüzde 69 iken, kadınlarda bu oran yüzde 18.6 oldu.

Yükseköğretim mezunlarında, erkeklerde iş gücüne katılma oranı yüzde 83.5, kadınlarda yüzde 70.5 olarak ölçüldü.

Şubat 2008 döneminde iş gücü dışında olanların yüzde 40.1'i daha önce bir işte çalıştı.

Daha önce bir işte çalışıp, söz konusu dönemde iş gücü dışında olanların (10 milyon 777 bin kişi) yüzde 29.2'si emeklilik, yüzde 13.9'u mevsim gereği, yüzde 15.8'i sağlık nedeniyle, yüzde 9.2'si evlilik, yüzde 5.4'ü işten çıkartılma/işyerinin kapanması, yüzde 4.5'ı işinden memnun olmama ve yüzde 22'si diğer nedenlerle en son çalıştıkları işten ayrıldı.

İş gücü hareketleri

Şubat 2008 döneminde 1 milyon 117 bin kişi işe yeni başlamış veya iş değiştirirken, bunun toplam istihdam içindeki oranı yüzde 5.5 oldu.

İşe yeni başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 33.4'ü 25-34 yaş grubunda. Bu dönemde işe başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 27'si sanayi, yüzde 45.2'si hizmetler, yüzde 16.8'i inşaat sektöründe, yüzde 11'i ise tarım sektöründe.

Mevcut işsizlerin yüzde 11.3'ünü (298 bin kişi) bu dönemde işten ayrılanlar oluşturdu.
 

TOBB: "Yüzde 7 altındaki büyüme başarısızlıktır"
www.cnnturk.com 13 Mayıs, 2008 16:01:00 (TSİ) tarih 22.05.2008, 11:06 (UTC)
 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin yüzde 7'lik büyümenin altında büyümeyi kabul edemeyeceğini ve yüzde 7 altındaki büyümenin başarısızlık olduğunu söyledi.

Büyüme için de siyasi ve ekonomik istikrara ihtiyaç olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "2007-2008'de maalesef bütün Anadolu SOS veriyor, alarm veriyor" dedi.

Hisarcıklıoğlu, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'ni (MÜSİAD) ziyaretinde MÜSİAD üyelerine bir sunum yaptı.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin 1800'lerin başındaki sanayi devrimi sırasında yaşanan birinci küreselleşme dönemini yakalayamadığını, 1990'larda başlayan ikinci küreselleşme döneminde de ancak 2001 sonrasında bir büyüme sürecine girdiğini belirtti.

Hisarcıklıoğlu, "İnsanın sağlıklı olup olmadığını tansiyonuna, nabzına, şekerine bakarak ölçerler. Büyümede ekonominin nabzı, tansiyonu, şekeridir. Ekonomi büyüyorsa işimiz iyi, sen ne kadar söylersen söyle, büyüme aşağıdaysa işler iyi değil demektir" dedi.

Siyasetin ön plana çıktığı ve ekonominin ikinci, üçüncü plana atıldığı dönemlerde büyümede sorunlar yaşandığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "2007 yılında maalesef bize selam veren yoktu" dedi.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin ortalama yüzde 7 büyümeyi muhafaza etmesi durumunda kişi başına düşen milli gelirde 2019 yılında AB ortalamasının yarısını yakalayacağını, 2033'te de eşit seviyeye ulaşacağını ancak yüzde 4.5'luk ortalamayla devam edilirse, 2050 yılında AB ortalamasının ancak yarısına ulaşılacağını aktardı.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, "Türkiye yüzde 7'lik büyümenin altında büyümeyi kabul edemez ve yüzde 7 altındaki büyüme de başarısızlıktır. Bunun için de siyasi ve ekonomik istikrara ihtiyaç var. 2007-2008'de maalesef bütün Anadolu S.O.S veriyor, alarm veriyor" şeklinde konuştu.

Bu yılın ilk çeyreğinde beyaz eşya satışlarında yüzde 30'luk azalma gerçekleştiğini, inşaat alanında yapı ruhsatı alınan yüzölçümünün 2007 yılında sadece yüzde 1 arttığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, inşaat sektöründe demire ve çimentoya gelen artışlarla birlikte alarm zillerinin çaldığını, sektörün batma noktasına geldiğini ve iç piyasadaki durumun hızla ele alınması gerektiğini kaydetti.

"Tekstilde önümü aç ki, dünyada lider olayım"

Hisarcıklıoğlu, makine ve teçhizat yatırımlarında da 2007 yılında sadece yüzde 1'lik artış yaşandığına dikkat çekerek, "Biz yatırım yapacağız ki Türkiye'de işsizlik meselesi ortadan kalkacak. Stokta 2.5 milyon işsiz var. İlave her yılda 1 milyon kişi giriyor. Ama yüzde 1 makine, teçhizat yatırımı artışı ile iş bulabilmemiz mümkün değil..." diye konuştu.

Bu yılın ilk çeyreğinde protesto edilen senet tutarının da yüzde 17 artış gösterdiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, "Bu rakamlar da bize gösteriyor ki, iç piyasa, Anadolu alarm veriyor" dedi.

Rifat Hisarcıklıoğlu, tekstil sektörüyle ilgili kamu bürokrasisinde ve siyasetçilerde yanlış bir algılama bulunduğunu belirterek, Türkiye'nin dünya pazarında en çok söz sahibi olduğu iki sektörün tekstil ve hazır giyim olduğunu, bu alanlarda dünya pazarının yüzde 5'ine hakim olunduğunu dile getirdi.

Hisarcıklıoğlu, "Şimdi bana diyorlar ki 'yanlış yatırım yapmışsın'. Bunu özel sektörü temsilen söylüyorum. 1995'te Gümrük Birliği'ne girerken geldiniz, bana teşviği verdiniz. 2003'te yine teşvik çıktı. Şimdi diyorlar ki 'Tekstilde yanlış yatırım yaptık'. Suç benim mi, beni teşvik edenin mi? Ben yanlış yatırım yapmadım. Sen beni teşvik ettin. Ben de ne yapmışım? Dünya pazarının yüzde 5'ine hakim olmuşum. Şimdi senin vizyonun bu sektörde dünyaya hakim olmaksa önümü aç, aç ki dünyada lider olayım" dedi.

"Zenginleşmek için demokrasiye 4 elle sarılmalıyız"

Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin sanayi stratejisine ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, sanayicinin taşeron noktasına geldiğini, 100 dolarlık ihracat yapabilmek için 70 dolarlık ithalat yapmak mecburiyetinde kalındığını kaydetti.

İthal edilen kısmın içeride üretilmesi durumunda cari açığın azalacağını söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Bu küresel dünyada kaybetmek istemiyorsak, küresel oyuncu olmamız lazım. Bunun için de yeni bir gündeme ihtiyacımız var" diyerek, yeni anayasa, yargı reformu, kamu yönetimi reformu, mali disiplinin sürdürülmesi, reel sektörün güçlendirilmesi gibi ihtiyaçlara dikkat çekti.

Hisarcıklıoğlu, demokrasiyle zenginlik arasında çok yakın bir ilişki bulunduğunu ifade ederek, "Eğer zenginleşmek istiyorsak, demokrasiye dört elle sarılıyor olmamız lazım" dedi.

"Devlet harcadıkça bizden alınan vergi artıyor"

Önümüzdeki dönemde cari açık ve bütçe açığına dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, "2008'de cari açık yaklaşık 45 milyar dolara gelecek. Bütün krizlerin çıktığı yerde bu olmuş. Cari açık finanse edilemediği gün, kriz olmuş. Bu yıl krize girmemek için 45 milyar dolar bulmamız lazım. Çok şükür bu bulunuyor şimdi. Ama yarın uluslararası konjonktür ve içerideki konjonktür karşılıklı olarak bunu tetikleyebilir. O zaman Türkiye krize girer..." görüşünü aktardı.

Enflasyon ve büyüme arasındaki ilişkiye de işaret eden Hisarcıklıoğlu, enflasyon kontrollü bir şekilde biraz artırıldığında büyümenin artacağı şeklinde yanlış bir anlayış bulunduğunu, aksine enflasyon düştükçe büyümenin arttığını kaydetti.

Rifat Hisarcıklıoğlu, "Devlet ne kadar az harcarsa o kadar az enflasyon ve o kadar hızlı büyüme oluyor. Devlet harcadıkça bizden alınan vergi artıyor. Ne olur devletimize harcattırmayalım. Belki kısa günde rahatlık hissediliyor ama sadece kısa günde..." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin yakın çevresi içinde toplam sanayi malları ihracatının yüzde 65'ini gerçekleştirdiğini ve bölgesinde bir sanayi devi olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin bir enerji koridoru olarak önemine de dikkat çekti.

"Suni gündemler getirmeyin, odağımızı dağıtmayın"

Rifat Hisarcıklıoğlu, Çin'in batısındaki üretimin Avrupa ülkelerine taşınmasında İpek Yolu'nun yeniden canlandırılmasının büyük önem taşıdığını ve bu rotanın Türkiye'den geçmesi için, Türkiye'nin gücünü ve politikalarını kullanması gerektiğini, bu projenin hem ekonomi hem güvenlik açısından Türkiye'ye olumlu katkıları olacağını dile getirdi.

Hisarcıklıoğlu, "Bürokratlardan, siyasetçiden para pul istemiyoruz. Önümüzdeki engelleri kaldırın bize suni gündemler getirmeyin, ilgi odağımızı dağıtmayın, cambaza baktırmayın. Cambaza baktıkça, cepteki paralar gidiyor. Türkiye'nin tek gündemi olması lazım, bu da ekonomi. Rakiplerimiz hangi şartlarda futbol oynuyorsa bize de aynı standartları getirin. Bakın bakalım o zaman Türk özel sektörü olarak, dünyada Türkiye'yi lider yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz?" dedi.
 

İşadamları beyanda açlık sınırının da altına indi
www.cnnturk.com 12 Mayıs, 2008 11:01:00 (TSİ) tarih 22.05.2008, 11:05 (UTC)
 Gelir vergisi beyannamelerine göre, işadamları ile doktor, avukat ve mimar gibi serbest erbabı ve rant geliri olanlar, 81 ilde 'yoksulluk', 63 ilde ise 'açlık sınırının' altında bir yaşam sürüyor.

43 ilde beyan edilen gelirler, asgari ücrete de yetişemiyor.

Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan edinilen bilgiye göre, bu yılın mart ayında 2007 yılı gelirleri için 1 milyon 628 bin 370 adet beyanname verildi.

Bu beyanlar karşılığında 16 milyar 888 milyon 514.8 bin YTL gelir bildiriminde bulunuldu. Söz konusu gelirlere de, 4 milyar 246 milyon 950.5 bin YTL vergi tahakkuk ettirildi.

Türkiye çapındaki gelir vergisi beyannamelerinin yüzde 27.8'i, beyan edilen gelirin de yüzde 37.3'ü İstanbul'da verildi. 452 bin 752 adet gelir vergisi bildiriminde bulunulan İstanbul'da, beyan edilen gelir 6 milyar 300 milyon 632 bin YTL, buna tahakkuk ettirilen vergi ise 1 milyar 784 milyon 300 bin YTL oldu.

Ankara'da toplam beyanname adedi 116 bin 567, beyan edilen gelir 1 milyar 418 milyon 391 bin YTL, İzmir'de ise beyanname adedi 119 bin 887, beyan edilen gelir 1 milyar 191 milyon 818 bin YTL olarak gerçekleşti.

İzmirliler, komşularından da az kazanıyor

İstanbul, vergi rekortmenleri listesindeki ünlü isimlerinin de etkisiyle, kişi başına ayda ortalama 1159.7 YTL'lik gelirle, aylık ortalama kazanç listesinin ilk sırasında yer aldı.

İstanbul'daki gelir vergisi mükelleflerinin aylık ortalama vergisi de 328.4 YTL olarak hesaplandı. İstanbul'u 1017.9 YTL'lik gelir ile Bursa, 1014 YTL'lik gelir ile de Ankara takip etti.

Eskişehir aylık ortalama 960.8 YTL, Denizli 924.2 YTL, Aydın 914.5 YTL, Balıkesir 870.1 YTL, Zonguldak 865.6 YTL, Manisa 856.2 YTL, Muğla da 843.8 YTL'lik kazanç ile İstanbul, Bursa ve Ankara'nın ardında sıralandı. İzmir, aylık ortalama 828.4 YTL'lik gelir ile kendisine ancak 11'inci sırada yer bulabildi.

Aylık ortalama kazanç tutarları, Samsun'da 686 YTL, Mersin'de 632.9 YTL, Konya'da 623.3 YTL, Gaziantep'te 558.7 YTL, Tunceli'de 542.2 YTL, Şanlıurfa'da 465.3 YTL, Hakkari'de de 300.8 YTL olarak belirlendi.

Aylık ortalama gelir listesinin son 3 sırasında ise 187.3 YTL ile Ağrı, 175.4 YTL ile Mardin ve 63.3 YTL ile Şırnak yeraldı.

Asgari ücretli kadar kazanmamışlar

Bu arada ortalama beyanlar, 81 ilin tümünde beyannameli gelir vergisi mükelleflerinin yoksulluk sınırının altında bir yaşam sürdürdüğünü ortaya koydu.

Hiçbir ildeki ortalama kazanç tutarı, Türk-İş'in nisan sonunda ilan ettiği 2 bin 336 YTL'lik yoksulluk sınırına ulaşamadı.

Aynı şekilde, 81 ilin 63'ünde beyan edilen kazançlar, 717 YTL'lik açlık sınırının da altında kaldı.

Sadece İstanbul, Ankara, Bursa, Eskişehir, Aydın, Denizli, Zonguldak, Balıkesir, Manisa, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Muğla, Adana, Ordu, Kocaeli, Trabzon ve Çanakkale'deki mükellefler, açlık sınırının üstünde gelir bildiriminde bulundu.

43 ilde beyan edilen gelirler, 2007'nin 2'nci yarısında geçerli olan brüt 585 YTL'lik asgari ücret kadar da olamadı.

Açlık sınırını aşan 18 ilin yanı sıra Afyonkarahisar, Edirne, Hatay, Samsun, Bilecik, Bolu, Antalya, Uşak, Kırklareli, Isparta, Mersin, Bartın, Tekirdağ, Tokat, Konya, Sinop, Sakarya, Karabük, Malatya ve Kütahya'da asgari ücretin üzerinde ortalama beyanda bulunuldu.
 

Nüfusun yüzde 15'i açlık sınırının altında
www.cnnturk.com 11 Mayıs, 2008 15:40:00 (TSİ) tarih 22.05.2008, 11:03 (UTC)
 Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) araştırmasına göre, Türkiye nüfusunun yüzde 15,4'ünün açlık sınırının altında, açlık sınırının altındakilerle beraber yüzde 74'ünün de yoksulluk sınırının altında gelirle geçinmeye çalıştığı belirlendi.

Türkiye'de açlık sınırının altında bulunan nüfus 10,9 milyona, yoksulluk sınırının altındaki nüfus (açlık sınırı altında kalanlar dahil) ise 52,3 milyona ulaşıyor.

ATO'nun araştırması, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) en son 2005 yılı için yaptığı gelir dağılımı araştırmasıyla yüzde 5'lik dilimlere göre hesapladığı ortalama hane gelirleri, 2006 ve 2007 yılında özel nihai tüketim harcamalarında yaşanan cari fiyatlarla artış oranları kadar artırılarak yapıldı.

Hane halkı özel tüketim harcamaları cari fiyatlarla 2006 yılında yüzde 14,9 ve 2007 yılında da yüzde 13,2 olmak üzere iki yılda toplam yüzde 30,1 oranında artmıştı.

Gelirin yüzde 5'lik dilimlere göre dağılımında bir değişiklik olmadığı varsayılarak yapılan araştırmada nüfus olarak ise TÜİK'in adrese dayalı nüfus sayımıyla belirlediği 70 milyon 586 bin kişi esas alındı.

Nüfusun ailelere göre dağılımı ise TÜİK'in 2005 gelir dağılımı araştırmasında esas aldığı ortalama aile büyüklükleri dikkate alınarak yapıldı.

Araştırmada yoksulluk ve açlık sınırı olarak ise Türk-İş'in 2007 yılı için aylık olarak hesapladığı açlık ve yoksulluk sınırlarının yıllık ortalaması dikkate alındı.

Türk-İş'in 2007 yılında her ay için ayrı ayrı hesapladığı yoksulluk sınırının yıllık ortalaması 664,6 YTL, yoksulluk sınırı ise 2 bin 91,5YTL olarak gerçekleşti.

Açlık sınırı dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapılması gereken harcama tutarını, yoksulluk sınırı ise beslenmenin yanı sıra, barınma, ulaşım, sağlık, eğitim, kültür, giyim, ayakkabı ve benzeri tüm ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için yapılmasıgereken harcama tutarını ifade ediyor.

ATO'nun araştırmasında, 2007 yılında Türkiye'deki ortalama hane geliri aylık 1.602 YTL olarak tahmin edildi.

Açlık sınırının altındakiler

Buna göre, gelirden en az pay alan birinci yüzde 5'lik dilimdeki ailelerin aylık ortalama geliri 251 YTL, ikinci yüzde 5'lik dilimdeki ailelerin geliri 450 YTL ve üçüncü dilimdekilerin ortalama geliri ise 571 YTL'de kalıyor.

Söz konusu ilk üç dilimin ortalama aylık geliri 664,6 YTL olan açlık sınırının altında kaldı.

Toplam 2 milyon 595 bin aile 2007 yılında açlık sınırının altında bir gelirle yaşamını sürdürmek zorunda kaldı.

Bu ailelerdeki nüfus ise 10 milyon 872 bin kişi olarak tahmin edildi. Buna göre Türkiye'deki ailelerin yüzde 15'i, nüfusun da yüzde 15,4'ü açlık sınırının altında gelire sahip bulunuyor.

Yoksulluk sınırının altındakiler

Araştırmaya göre gelir dağılımı sıralamasında dördüncü yüzde 5'lik dilimdeki ailelerin 2007 yılı ortalama aylık geliri 667 YTL'yle açlık sınırının çok az üzerine çıktı.

Nüfusun yüzde 4,9'unun yaşadığı bu dilimdeki aileler açlık sınırının altına düşme riskini en fazla taşıyan grup olarak öne çıkıyor.

Beşinci dilimdeki ailelerin ortalama geliri 755 YTL, altıncı dilimdekilerin geliri 840 YTL, yedinci dilimdekilerin geliri 931 YTL, sekizinci dilimdekilerin geliri 1.023 YTL, dokuzuncu dilimdekilerin geliri 1.116 YTL, onuncu dilimdekilerin geliri 1.211 YTL, onbirinci dilimdekilerin geliri 1,315 YTL, onikinci dilimdekilerin geliri 1,430YTL, onüçüncü dilimdekilerin ortalama geliri 1.555 YTL, ondördüncü dilimdekilerin geliri 1.715 YTL ve onbeşinci dilimdekilerin geliri ise1.876 YTL düzeyinde tahmin edildi.

Buna göre gelir dağılımında 1-15'inci yüzde 5'lik dilimlerde yer alan 12 milyon 973 bin aile 2 bin 91,5 YTL olarak belirlenen 2007 yılı ortalama açlık sınırının altında ortalama aylık gelir elde edebildiler.

Yoksulluk sınırının altında gelir elde eden ailelerde Türkiye nüfusunun yüzde 74,1'ini meydana getiren 52 milyon 278 bin kişinin yaşadığı tahmin ediliyor.

Araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye'deki ailelerin sadece yüzde 20'sinin aylık ortalama hane geliri 2 bin 91,5 YTL olan yoksulluk sınırının üzerine çıktı.

Gelir dağılımında 16'ncı sıradaki yüzde 5'lik dilimin 2007 yılı aylık ortalama hane geliri 2 bin 94 YTL olarak hesaplandı. Nüfusun yüzde 5,3'ünü barındıran bu dilimdeki aileler de tüketici fiyatlarındaki artışlara ve gelirlerindeki reel azalışa bağlı olarak yoksulluk sınırının altına inme riski taşıyorlar.
 

<- Geri  1  2  3  4  5  6  7  8  9 10Devam -> 
 
Bugün 5 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı!
kınama  
  Filistine Destek Bannerleri  
yazılı basın  
   
ekonomi haberleri  
   
döviz  
 
 
vizyondakiler  
 

 

Tarihte Bugün v.5.0
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol